Birkaç soruya cevap verin ve belgeniz otomatik olarak düzenlensin.
Belgeniz hazır! Word ve PDF formatlarında size gönderilecek. İstediğiniz gibi değiştirebileceksiniz.
Mirastan Mal Kaçırma Sebebiyle Tapu İptal ve Tescil Dava Dilekçesi, bir başka mirasçıya yapılan taşınmazın devri sebebiyle, kendine kalan mirasın azalması karşısında bu taşınmaz devrinin iptal edilmesi için açılan davada kullanılan dilekçedir.
Mirastan mal kaçırma ile kastedilen, miras bırakanın mirasçılarının miras hakkını ortadan kaldırmak amacıyla gerçekte bağış niteliğinde olan işlemleri, görünüşte satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstererek gerçekleştirmesidir. Bu durum aynı zamanda muvazaa olarak da adlandırılır.
Başka bir deyişle, miras bırakan aslında bağışlamak istediği mallarını satış yoluyla devretmiş gibi göstererek mirasçılarının hukuki yollara başvurmasının önüne geçmeye çalışmaktadır.
Yasal miras payı, miras bırakanın ölümünden sonra, mirasçıya kalan miktarı ifade eder.
Saklı pay, miras bırakan kişinin istese dahi mirasçısına vermekten imtina edemeyeceği, kanunda belirlenmiş miras miktarını ifade etmektedir. Yani mirasçı, miras bırakan onu sevmese dahi saklı paya hak kazanır.
Saklı pay, çocukları (veya çocuk vefat etmişse torunları), anne-babayı ve eşi kapsar. Kardeşlerin saklı payı bulunmamaktadır.
Yasal paylar şu şekildedir:
Örneğin Ahmet'in malvarlığı 10.000.000 TL olarak belirlenmiş olsun. Ahmet'in eşi ölmüşse ve 2 çocuğu varsa, her bir çocuğa miras payının yarısı verilir. Bu durumda, her çocuğa 10.000.000 TL'nin yarısı olan 5.000.000 TL düşmektedir. Bu yasal miras payıdır.
Diyelim ki Ahmet henüz ölmeden 2024 yılında yeğeni Fikret'e, 8.000.000TL değerinde, Boğaz manzaralı 1+1 dairesini tapuda satıp devretsin. Ancak bunun karşılığında Fikret tarafından herhangi bir ödeme yapılmamış olsun. Bu durumda Ahmet'in asıl amacının evini satmak değil, Fikret'e bağışlamak olduğu tespit edilecektir. Daha sonra Ahmet vefat etsin. Bu durumda, ev Fikret'e bağışlanmamış olsa idi, her çocuğa 10.000.000 TL'nin yarısı olan 5.000.000 TL düşecekti. Ancak ev Fikret'e bağışlandığından, Ahmet'in ölümünden sonra malvarlığı 2.000.000TL'ye düşmüş olur. Bu durumda her çocuğa sadece 1.000.000 TL düşmektedir. Yani çocuklardan her birinin mirastaki payı 4.000.000 TL azalmıştır.
İşte böyle bir durumda, çocuklardan her biri Fikret'e karşı bu davayı açabilmektedir.
Bazı yörelerde, kız çocuklarının mirastan gelen paylarını azaltmak amacıyla erkek çocuklarına taşınmaz devri yapıldığı ve bu devirlerin satış gibi gösterildiği görülmektedir. Yine, evlatları arasında herhangi bir sebepten ayrım yapan anne-babaların, bir çocuğuna daha fazla mal bırakmak amacıyla, ona satış gibi taşınmaz devri yaptığı, ancak gerçekte bu malları bağışladığı bilinmektedir. Bu gibi hallerde, bu dilekçe ile yapılan devre karşı dava açılabilir.
Bu dava, genellikle devrin ölünceye kadar bakma sözleşmesi veya satış gösterilerek gerçekleştirdiği hallerde açılmaktadır.
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kastedilen, davalı ile vefat eden miras bırakan arasında imzalandığı iddia olunan; davalının miras bırakanı ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, murisin de bir malvarlığını davalıya devrettiği sözleşmedir.
Örneğin, Mehmet, taşınmazını yeğeni Ayşe'ye devretmiş ve bu işlem "ölünceye kadar bakma sözleşmesi" olarak gösterilmiştir. Oysa Ayşe, Mehmet'e hiç bakmamış, bakım yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Mehmet'in oğlu Ali ise aslında böyle bir sözleşme yapılmadığını, yalnızca mirastan mal kaçırma amacıyla sahte şekilde düzenlendiğini iddia ederek bu davayı açabilir.
Bağış ile kastedilen ise, davalının miras bırakana sanki para verip muristen satın almış gibi gösterdiği sahte satış işlemidir. Yani aslında miras bırakan, davalıyı daha fazla sevmesi gibi bir sebeple davalıya malını bağışlamıştır. Satış gibi göstererek, bu bağışın iptal edilmesini önlemeye çalışmışlardır.
Örneğin, Mehmet, evini oğlu Ahmet'e devretmiş ve işlem tapuda satış gibi gösterilmiştir. Oysa Ahmet, Mehmet'e herhangi bir bedel ödememiştir. Gerçekte Mehmet, Ahmet'i daha çok sevdiği için ona bağış yapmıştır. Mehmet'in diğer oğlu Ali ise, satış gibi gösterilen bu işlemin aslında sahte olduğunu ve mirastan mal kaçırma amacı taşıdığını ileri sürerek bu davayı açabilir.
Hayır, bu davanın açılması için saklı payın ihlal edilmesine gerek yoktur. Bu davayı mirastan kendisine düşen pay azalan herkes açabilir. Hatta bu dava, saklı pay mirasçısı olmayanlar (örneğin kardeşler) tarafından da açılabilir.
Bu dilekçede aşağıdaki bilgilere yer verilmelidir:
Davacı: Miras payının azaldığını düşünen mirasçının adı, soyadı, T.C. kimlik numarası, adresi ve varsa avukatına ilişkin bilgiler yazılmalıdır.
Davalı: Kendisine yapılan taşınmaz devri neticesinde miras paylarının düşmesine yol açan kişinin adı, soyadı, T.C. kimlik numarası ve adresi yazılmalıdır.
Miras Bırakan: Davacıya miras bırakan kişinin adı, soyadı belirtilmelidir.
Taşınmaz: Miras bırakan tarafından davalıya devredilen taşınmazın adresi belirtilmelidir.
Dava değeri: Dava değeri, bir dava açılırken ödenmesi gereken harç ve masrafların hesaplanması için kullanılan parasal değerdir. Dava değeri, dava konusu (miras bırakan tarafından davalıya devredilen) taşınmazın dava tarihindeki değerinin, davacının yasal miras payına bölünmesi ile hesaplanır.
Mahkeme: Bu dava, davalıya devredilen ve tapunun iptal edilmesinin istendiği taşınmazın (gayrimenkul, konut, işyeri, arsa, vb.) bulunduğu yerdeki mahkemede açılabilir. Bu yer belirtilmelidir.
Bilgiler doldurulduktan sonra dilekçe, imzalanarak yetkili mahkemenin bulunduğu adliye sarayındaki ön bürolara teslim edilmeli veya güvenli elektronik imza ile imzalanarak Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden sunulmalıdır. Ayrıca dava harç ve giderlerinin ödenmesi gerekir.
Dava devredilen taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılmalıdır. Taşınmazın bulunduğu yere göre hangi mahkemenin yetkili olduğuna dair şüphe varsa, Adli Yargı Yetki Listesi içerisinde, bu il veya ilçe bulunarak yetkili mahkemenin hangisi olduğu tespit edilebilir.
Dilekçeye, miras bırakana ilişkin veraset ilamı eklenmelidir. Kişinin ölümünün ardından miras üzerinde hak sahibi olan kimselerin belirlenmesi için mahkemeden yahut noterlerden alınan belgeye veraset ilamı yani mirasçılık belgesi denir.
İkinci olarak, miras bırakan tarafından davalıya devredilen taşınmazın tapu belgesi eklenmelidir. Tapu belgesi tapu müdürlüklerinden temin edilebilir.
Bunlar haricinde, davalı ile miras bırakan arasında gerçekleşen devrin aslında bağış olduğunu gösterir her türlü belge dilekçeye eklenebilir.
Bu dava, miras bırakan öldükten sonra herhangi bir zamanda açılabilir. Davanın açılması için herhangi bir süre sınırlaması (zamanaşımı veya hak düşürücü süre) bulunmamaktadır.
Davanın açılması için gerekli yargılama harç ve giderlerin mahkeme veznesine ödenmesi veya Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden yatırılması gerekmektedir.
Mirasçıların yasal payları ve bu paylar üzerindeki hakları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenmiştir.
Bir form dolduruyorsunuz. Siz formdaki soruları yanıtladıkça, belge gözlerinizin önünde düzenleniyor.
Her şey tamamlandığında, belge size Word ve PDF formatlarında gönderilir. Belgeyi değiştirebilir ve yeniden kullanabilirsiniz.
Ülke: Türkiye