Birkaç soruya cevap verin ve belgeniz otomatik olarak düzenlensin.
Belgeniz hazır! Word ve PDF formatlarında size gönderilecek. İstediğiniz gibi değiştirebileceksiniz.
Bir şüpheli veya sanık hakkında verilen adli kontrol kararına itiraz etmek amacıyla kullanılan dilekçeye adli kontrol kararına itiraz dilekçesi denilmektedir.
Adli kontrol, tutuklama sebeplerinin varlığına rağmen şüpheli veya sanığın denetim altına alınarak tutuklama yerine uygulanan bir ceza usulü tedbiridir. Yani mahkeme, şüpheli veya sanığı tutuklamayarak serbest bırakmakta, ancak bazı tedbirler uygulamaktadır.
Farklı adli kontrol tedbirleri bulunmakta olup, bir şüpheli veya sanık hakkında bunlardan birine hükmedilebileceği gibi, birden fazla adli kontrol aynı anda da uygulanabilir. En çok karşılaşılan adli kontrol tedbirleri şunlardır:
Tutuklama, henüz iddia olunan suç hakkında mahkemece suçlu bulunulduğuna dair hüküm kurulmadan önce, soruşturma veya kovuşturma (dava) devam ederken, şüphelinin veya sanığın kaçmasına, delilleri karartmasına veya yok etmesine engel olmak amacıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmesine yönelik olarak hakimlik veya mahkeme tarafından verilen geçici kararı ifade eder.
Adli kontrol tedbiri, tutuklamanın yol açacağı bazı sakıncaları önlemek amacıyla öngörülmüş, şüpheli veya sanığı sosyal hayat içerisinde denetim altına almayı amaçlayan alternatif bir yoldur. Dolayısıyla daha hafif bir ceza tedbiridir.
Eğer adli kontrol kararına değil, tutuklama kararına itiraz edilecekse, bu dilekçe yerine Tutuklama Kararına İtiraz Dilekçesi kullanılmalıdır.
Adli kontrol kararı şüpheli veya sanık hakkında verilebilir.
Şüpheli, hakkında henüz dava açılmamış, yalnızca savcılık tarafından soruşturma yürütülen kişidir. Bir başka ifadeyle şüpheli ile kastedilen, henüz dava (kovuşturma) açılmadan önce, yani soruşturma aşamasında kendisine suç şüphesi isnad edilen kişiyi ifade eder. Yani, ilgili suç bakımından şüpheli hakkında henüz asliye ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesi nezdinde bir dava yürütülmemektedir.
Sanık ise, savcılığın iddianamesiyle hakkında dava açılmış ama henüz mahkeme kararı verilmemiş kişidir. Özetle sanık, savcılığın hazırladığı iddianame sonrası asliye ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesinde hakkında suç işlediği iddiası sebebiyle ceza davası (kovuşturma) açılan ve henüz hüküm verilmemiş olan kişiyi ifade eder.
Bir şüpheli veya sanık hakkında adli kontrol kararı verilebilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması gerekir.
Katalog suçlar, Türk Ceza Kanunu'nda özellikle sayılmış bazı ağır suçlardır. Bu suçlar söz konusu olduğunda, tutuklama için "kaçma" ya da "delilleri karartma" ihtimali ayrıca kanıtlanmasa bile, kanun bu ihtimallerin var olduğunu kabul eder. Yani katalog suçlarda tutuklama şartları daha kolay oluşur.
Katalog suçlar kanunla sayılmış olup, aşağıda belirtilen suçlardır:
Adli kontrole ilişkin karar, soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimliği tarafından verilebilir. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa, tutukluluk kararını asliye ceza hakimi verebilir.
Ceza davası açıldıktan sonra ise adli kontrol kararı, asliye ceza mahkemesi veya ağır ceza mahkemesi tarafından verilir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen hallerde, adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir.
Belirtilen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır.
Adli kontrol şartlarını isteyerek yerine getirmeyen kişi hakkında, yetkili mahkeme hemen tutuklama kararı verebilir.
Adli kontrol kararının ihlali halinde, mahkeme gerekli görürse tutuklama kararı yerine adli kontrolün biçimini değiştirebilir veya aynen devamına da karar verebilir.
Adli kontrol kararına itiraz dilekçesinde aşağıdaki hususların düzenlenmesi gerekir:
Sanık/ Şüpheli: Hakkında adli kontrol kararı verilen sanık veya şüphelinin adı-soyadı, adresi- T.C. kimlik numarası, varsa avukatının adı-soyadı ve adresi belirtilmelidir.
Adli Kontrol Kararı: Adli kontrol kararının verildiği dosya numarası, tarihi, kararı veren makam ve gerekçesi belirtilmelidir.
İtiraz: Adli kontrol kararına itiraz edildiği açıkça belirtilmeli ve itiraz gerekçeleri yazılmalıdır.
Dilekçe hazırlandıktan sonra dikkatlice okunarak kontrol edilmelidir. Daha sonra adli kontrol kararını veren mahkemeye sunulmalıdır.
Bu dilekçe mahkemeye elden sunulabileceği gibi UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) üzerinden de gönderilebilir.
İtiraz, kararın öğrenildiği günden itibaren iki hafta içinde kararı veren hakim veya mahkemeye verilecek bir dilekçe ile yapılır. İtiraz üzerine, tedbirin kaldırılması yerine, adli kontrol yükümlülüklerinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, değiştirilmesine veya şüpheli/sanığın bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutulmasına da karar verilebilir.
Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse (itirazı reddederse) en çok beş gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
Sulh ceza hâkimliğinin adli kontrol kararlarına karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından yapılır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir.
Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazlar, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine yapılır. Bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesi birden çok daireden oluşuyorsa, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
Adli kontrol kararına itiraz süresi kararın öğrenilmesinden itibaren iki haftadır.
Hayır, suçun alt sınırı 5 yıldan daha azsa avukat tutma zorunluluğu yoktur.
Bununla birlikte, şüpheli veya sanığın en temel haklarından biri, avukatın hukuki yardımından yararlanmadır. Şüpheliye avukat seçme hakkının bulunduğu ve bir avukatın hukukî yardımından yararlanabileceği, avukat seçeçek durumda değilse ve avukatın hukuki yardımından yararlanmak istiyorsa baro tarafından kendisine ücretsiz avukat tayin edileceği, avukatın ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği bildirilir.
Alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada, istem aranmaksızın avukat (müdafii) görevlendirilir. Yine şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir avukat görevlendirilir.
Evet, itiraz avukat olmaksızın şüpheli veya sanık tarafından yapılabilir. Kişinin yasal temsilcisi (babası, annesi veya varsa başka yasal temsilcisi) veya eşi de adli kontrol kararına itiraz edebilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu madde 109 vd. hükümlerinde adli kontrol kararı ve itirazın nasıl ve ne şekilde yapılacağı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bir form dolduruyorsunuz. Siz formdaki soruları yanıtladıkça, belge gözlerinizin önünde düzenleniyor.
Her şey tamamlandığında, belge size Word ve PDF formatlarında gönderilir. Belgeyi değiştirebilir ve yeniden kullanabilirsiniz.
Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi - örnek, şablon
Ülke: Türkiye